VATAN VE HÜRRİYET PARTİSİ GENEL BAŞKANI
YALÇIN DOĞAN: ‘SÜRESİZ NAFAKA TOPLUMSAL BİR YARA’
Vatan ve Hürriyet Partisi Genel Başkanı Yalçın Doğan, uzun yıllardır toplumun kanayan bir yarası haline gelen ‘süresiz nafaka’ sorunu ile ilgili olarak nafaka mağdurlarından gelen yoğun şikâyetler, talepler ve hukuki düzenlemelerle ilgili açıklamalarda bulundu.
Doğan aciklamasinda,’süresiz nafaka ile ilgili olarak sonu husumet, şiddet, hatta cinayetlerle biten bir dramların yaşandığını her gün gazetelerde ya da haber kaynaklarında görmekteyiz. Parti olarak bu konuda geniş katılımlı bir çalıştay düzenleyeceğiz. Siyaset kurumları ülkenin sorunları karşısında çözüm odaklı yaklaşımlar için vardır. Haksızlık ve zulümün olduğu yerde hukuksal anlaşmazlıkların giderilme makamı da Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Mecliste grubu bulunan tüm partilerin bu konuya el atması vicdani bir zorunluluktur.
Binlerce ailenin maddi ve manevi olarak etkilendiğini ve ne acıdır ki seslerini bir türlü duyuramadığı ‘süresiz nafaka’ uygulaması her seçim öncesi söz verilmesine rağmen çözülemediğini belirten Doğan, sözlerine şöyle devam etti:’ Aile gibi kutsal bir kurumu oldukça derinden tahrip eden ve Anayasa’da ailenin birliği ve korunması başlığı altında; “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır” (m. 41) ilkesi mevcuttur.
Ancak, 2002 yılında yürürlüğe giren Yeni Medeni Kanun, 2005 yılında yürürlüğü giren Ceza Kanunu, 2010 yılında referandumla Anayasanın 10. Maddesinde yapılan değişiklikle kabul edilen pozitif ayrımcılık ilkesi, yargıda “kadının beyanı esastır” anlayış ve uygulaması, 2011 yılında imzalanan İstanbul Sözleşmesi ve 2012 yılında yürürlüğü giren 6284 sayılı özel ceza yasasının ilgili bölümleri, aile kurumunun insicamını bozmuş, disiplin sağlanamaz hale getirmiştir.
Yoksulluk nafakası (Medeni Kanun, 175. m) evli eşler arasında geçerli olan ve boşanmadan sonra karar verilen nafakadır. Yoksulluk nafakası, 1988 yılından önce bir yıl olarak uygulanmasına rağmen, Türk Medeni Kanunu’nda 1988 yılında yapılan değişiklikle süresiz olarak düzenlenmiştir.
Yoksulluk nafakası ile birlikte boşanma aşamasında TEDBİR NAFAKASI ve müşterek çocuklar için İŞTİRAK nafakası mevcuttur. Nafaka sorumluluğunu yerine getir(e)meyen nafaka borçlusu için nafaka alacaklısının şikâyeti üzerine İcra ve İflas Kanunu 344. m. gereğince 3 aya kadar tazyik hapsine karar veriliyor.
Süresiz yoksulluk nafakası (MK. 175. M.) ve ödenmemesi halinde 3 aya kadar tazyik hapsi cezası (İ.İ.K. 344. m.); Emeksiz ücrete, sebepsiz zenginleşmeye, sebep olduğu gibi yoksulluk nafakası bağlanan bazı kadınlar süresiz nafakanın iptal olmaması için maddi mal yarliğini saklamakta, kazancını beyan etmemektedir. Süresiz olarak nafaka almaya devam etmek amacıyla yeni bir evlilikten kaçınmakta, dini nikah ismi altında evlilik dışı gayri meşru ilişkilerin önünü açmaktadır.
Nafaka için gece gündüz çalışan ve ödeyen eş ise yeni bir yuva kurma şansını yitirmektedir. Bu uygulamalardan dolayı eşler arası hasmane tutumlara, fiziksel şiddete, ölümlere, toplumsal etik kurallarının bozulmasına, ruhsal çöküntüye neden olabilmektedir.
Çocukların maddi ve manevi olarak mağdur olmaması için hükmedilen iştirak nafakası da, nafakaya karar veren Mahkeme veyahut Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın İl Müdürlüklerinde oluşturulacak birimler aracılığı ile her yıl alınan nafaka bedellerinin harcama dökümlerinin sunulması sağlanarak denetim altına alınmalıdır.
Nafakayı amaç dışında harcayan için cezai işlem tesis edilerek çocukların suistimaline izin verilmemelidir. İştirak ve süresiz nafakanın kontrol ve denetimden uzak olması, maddi ve manevi buhranlara sebep olmakta, telâfisi çok zor mağduriyetler oluşturmaktadır. ‘